İHSAN HACIBEKTAŞOĞLU- TEMEL DEMİRER YARGILANMAZ, YARGILAR…

Bazı insanları yazmak çok zordur. Neresinden başlayacağını bilemezsin. Öyle dolu ve öğretici bir ömür sürmüşlerdir ki gücün onlara ula...

Bazı insanları yazmak çok zordur. Neresinden başlayacağını bilemezsin. Öyle dolu ve öğretici bir ömür sürmüşlerdir ki gücün onlara ulaşmaya yetmez.

Temel Demirer hocam da bu insanların başında geliyor. Yaklaşık 60 yıllık ömrüne Türkiye sınıf mücadelesinin tüm deneyimlerini sığdırdı Temel hocam. O, 68 kuşağının yiğit devrimcilerinin yanında yetişti . Dönemin devrimci havasını soludu buram buram. Devrimle içselleştirdi benliğini.

Bir konuşmamızda şöyle demişti hoca; “Devrimcinin işi devrim yapmaktır. Bu gerçeği bir an olsun unutan devrimin yolunu sapıtmak gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalır”…

Hocam ne kadar doğru söylemiş. Gerçekten de devrim fikrini aklından silip atmış  geçmişin nice hızlı devrimcisi bugün düzenin siyasi labirentlerinde yol almaya çalışmaktadır.

Devrimci yükselişin safları kılıç gibi keskinleştirdiği dönemlerde sağlam durmak kolaydır. Zor olan ise gericiliğin hüküm sürdüğü yıllarda ayakta kalabilmektir. Gerekirse tek başına ve başı göklerde bir anıt gibi dikilmektir sömürü düzenine karşı. İşte Temel hocam 12 eylül 1980 karşıdevriminin karanlık yıllarında gerek yurt içinde, gerekse yurt dışının bataklığa dönmüş zemininde dimdik ayakta kalmayı becermiştir.

Elbette hocanın bu sağlamlığı Bolşevik geleneğe sıkı sıkıya bağlı olmasından gelmektedir. O her zaman Marksizm Leninizmin ipine sarılmış ve en zorlu yılları Marksizm Leninizmi rehberliğinde aşmayı başarmıştır.

Temel hocayı yazılarından iyi tanıyor olmama rağmen kendisi ile birebir tanışıklığım beş yıl öncesine kadar olmamıştı. Hocanın her yazısı onlarca kaynak taranarak yazılan ve okuyucuya detaylı bilgi veren bir zenginlik içerir. Hocanın yazılarını okuyan işlenen konu hakkında başka da bir arayış içine girme gereğini duymaz.

Kendisi ile tanıştığımda bendeki ilk izlenimi, tepeden tırnağa inanca kesmiş, yaptığı işi çok önemseyen, disiplinli ve beyazlamış saçı ve sakalına rağmen asla yaşlanmayacak genç bir devrimci şeklinde oldu.

Gençler açısından bakıldığında ise hoca bazen çok munis, tembelliği gördüğünde ise alev gibi coşup parlayan, içindeki sevgi ve şefkati kızdığında bile karşısındakine kendine özgü mimikleriyle hissettiren kutup yıldızıdır. Gençlerin dimağında böylesine güçlü yer edilebilen çok az insan vardır.

Temel hoca sadece düşün insanı değildir. Aynı zamanda düşüncesi ile yaşamını birleştirmeyi ustaca becerebilen eylemcidir. O kadar ki eylemci yanı daha çok öne çıkmıştır. Kapitalist düzene nefret kusan söylemi ile onu birçok sokak eyleminin konuşmacısı olarak görmek mümkündür.

Başta Ankara, İstanbul olmak üzere  ülkenin birçok kentinin sokakları, meydanları Temel hocanın davudi sesiyle yaptığı konışmaların ilk elden şahididir.

Devletin kolluk kuvvetleri bu gerçekleri çok iyi bilmektedir. O nedenledir ki hocanın her konuşması dikkatle dinlenmekte ve ardından hakkında hızla soruşturma açılmaktadır. Hoca ise bugüne kadar yapmış olduğu her konuşmanın arkasında durmuş ve asla geri adım atmamıştır. Hasılı hocanın burjuva düzene karşı nefret kusan sesi ülkenin mahkeme salonlarında da yankılanmaya devam etmektedir.

Hoca yine ve yeniden mahkeme salonlarına davet edilmiştir. Gerekçe ise 20 temmuz 2017 yılında, Kadıköy Mehmet Ayvalıtaş parkındaki Suruç katliamını anma etkinliğindeki konuşmasıdır.

20 temmuz 2015 yılında Suruç’ta 34 düş yolcusu gencimizi katlettiler. Hiç tartışmasız katliamın sorumluları bellidir. Ve yıldızlara uğurladığımız gençlerimiz Temel hocamızın canından can parçalarıdır. Onlar hepimizin yürek ağrılarıdır. Ve Temel hocam yaptığı konuşmada gençlerimize sahip çıkmış, sorumlulardan ergeç hesap sorulacağını haykırmış, rezil düzene karşı isyan sözcüklerini bu topraklara tohum gibi ekmiştir.

Her yaptığı konuşmadan korkup titreyenler hocayı yeniden yargılama yolunu seçmiştir. Daha önce sayısız kez yaptıkları gibi. Heyhat! Biliyoruz ki bu kez de hoca yargılanan değil yargılayan olacaktır.

21 mart 2019 perşembe günü saat 11:00’da Temel hocamız Çağlayan adliyesinde mahkemeye çıkacak.

Seçilen tarih ise pek bir anlamlıdır. Zalim Dehak’ın zulmüne karşı isyan eden demirci Kawa nasıl yıktıysa dünyayı zalimin başına Temel hocam da aynısını yapacaktır. Ve Suruç katliamının  gerçek sorumlularını yeniden haykıracaktır düzmece mahkemelerde.

Elbette biz de o gün hocamızın yanında olacağız.

O gün ve hergün…