Değerli Dost(lar), Hilmi Yavuz’un, “Hüzün ki en çok yakışandır bize” notunu düştüğü; Ahmet Telli’nin “ama acıya alışılmaz yaşanac...
Değerli Dost(lar),
Hilmi Yavuz’un, “Hüzün ki en çok yakışandır bize” notunu düştüğü; Ahmet Telli’nin “ama acıya alışılmaz yaşanacaksa/ geceye boyun eğmez sürgit/ çünkü insanlığımızın tarihi/ acılar bittiğinde yazılacak,” diye betimlediği alacakaranlıkta…
Hayaller(imiz)le, cüret(imiz)le, umut(larımız)la yolumuzu açacağız 2014’te de sen/siz orada biz burada; Cemal Süreya’nın, “Artık hayallerim suya düşecek diye/ kaygılanmıyorum./ Çünkü, onlar düşe düşe/ yüzmeyi öğrenmişler,” dizelerini terennüm edeceğiz inat ve ısrarla…
Hem de “Ekmek hepimize yetmiyor,/ kitap da öyle,/ ama keder alabildiği kadar”… “Neden sancılar eksik olmaz,/ iyi insanların yüreğinden” çığlığıyla haykıran Nâzım Hikmet’in, “Ne devlet ne para,/ insanın emrinde dünya,/ belki yüz yıl sonra;/ olsun,/ mutlaka bu böyle olacak ama” diye tarif ettiği umutlarıyla…
Çünkü “Çünkü umutsuzluk yasak,/ Yılgın türküler söylemek de./ Çünkü yürüyor umudun ordusu/ Umutsuzluğu kurşuna dizerek,” derdi Metin Demirtaş…
Çünkü “Diz çökmek değildir yaşamak/ Şarkılar söylemektir ayakta/ Kurşuna dizilirken/ Bir bahar sabahında,” derdi Arif Berberoğlu…
Çünkü “Dün nasılsa bugün de öyle,/ öldürülür taşıyanlar ışığı,/ başkaları alır onların yerini,/ ışığa dokunamaz ama kimse,” derdi Louis Aragon…
Çünkü “ne zaman hürlüğün, barışın, sevginin aşkına/ bir cigara atmışsak denize/ sabaha kadar yandı durdu,” derdi Cemal Süreya…
Ve en önemlisi “Biz böyle yaşayacağız,/ sevişerek, savaşarak, umarak, inanarak,/ bardaktan boşanırcasına,” Afşar Timuçin’in ifadesiyle…
Çünkü “Kötülük Simgesi Olarak Kalacaksınız” çığlığıyla Şükrü Erbaş’ın dizelerinde betimlediği üzere olacaktır her şey: “ne yapsanız çaresiz/ kendinizden sonraya kalmayacaksınız/ zaman yenecek sizi/ o telaşsız bilge, o silahsız güç/ silecek yüzünüzdeki kibrinizi/ hükmünüz ömrünüzle sınırlı olacak/ öldüğünüz gün unutulacaksınız./ /mezarlara hapislere uzanan/ yaralı tarihinde bir ince düşüncenin/ -bir güzel ülkenin, o iyi insanların-/ kötülük simgesi olarak kalacaksınız…”
Onlardan sonra geriye Karl Marx’ın, “İnsana kendi dışındaki dünyaya inanmayı ilk öğreten şeydir aşk,” betimlemesindeki cüretin, “Bê nan dijîm bê azadî najîm/ Aç yaşarım hürriyetsiz yaşamam!” diye yarattığı Ethem’(ler)in, Mehmet’(ler)in, Abdullah’(lar)ın, Medeni’(ler)nin, Ali İsmail’(ler)in, Ahmet’(ler)in, Ferit’(ler)in aydınlığı kalacak…
2014’te bundan şüphesiz kucaklıyoruz seni/ sizi içtenlikle, sımsıkı…
MUTLU YILLAR
SERSALA WE PÎROZ BE
BONNE ANNEE
HAPPY NEW YEAR
GELUKKIG NIEUWJAAR
GLÜCKLICHES NEUES JAHR
SİBEL ÖZBUDUN – TEMEL DEMİRER
Yorumlar