İnsanlar iki kesime ayrılır. İlkini konforlarının bozulmaması, rahatlarının kaçmaması adına hayatın hiper-gerçeklik sunan pencerelerinden ba...
İnsanlar iki kesime ayrılır. İlkini konforlarının bozulmaması, rahatlarının kaçmaması adına hayatın hiper-gerçeklik sunan pencerelerinden bakacakları manzaralar arayışındaki insanlar oluşturur.
İkinci kesimiyse, amiyane tabirle “arıza”lılardan oluşur. İlkinin aksine konforlarının, rahatlarının kaçması adına pencerelerini hayatın korkunçluklarına, adaletsizliklerine, keyif kaçırıcı olaylarına şahitlik edebilecekleri bir açıya kurarlar. işte uykularının bölünmesini, kaçmasını bile isteye tercih eden bu kesimden insanlar, aydınlardır.
“Çağının tanığı ve vicdanı” bu insanlar, kuram ve eylem adamı niteliklerini birleştirmiş bir mucizedirler. Dünyayı daha yaşanılır bir yer kılmanın mücadelesi uğruna yaşadıkları zamanın her türlü gerçekliğine sırt çevirmeyen, kararlılıkla karşılaştıkları her çelişki, zorluk karşısında yılmayanlardan iki değerli isim Akademisyen Sibel Özbudun ve Tarihçi-yazar Temel Demirer ile konuştuk. Eylem alanında olsun yazı masasında olsun özgürlük, eşitlik ve sınıf mücadelesi şiarıyla tanınan Sayın Özbudun ve Demirer Türkiye ve dünyada yaşanan son gelişmeleri, “günah keçisi” ilan edilen İstanbul Sözleşmesi’ni, toplumsal anomaliyi geniş bir perspektif içerisinde yorumladılar. Her iki değerli aydınımıza teşekkürlerimizi tekrardan sunmayı bir borç biliyoruz.
Yorumlar