Derin Milliyetçiliğin Siyasal İktisadı Temel Demirer Sibel Özbudun Ütopya Yayınevi » Araştırma » Politika » Türk Edebiya...
Derin Milliyetçiliğin Siyasal İktisadı
Temel Demirer Sibel Özbudun
Ütopya Yayınevi
» Araştırma
» Politika
» Türk Edebiyatı
» Siyaset
Türkiye'nin 'derin' yakın tarihçesi, tekrar tekrar okunması gereken bir kitap gibi duruyor önümüzde. Her kapattığımızda bir başka uğursuz olayla sayfalarını yeniden karıştırmak zorunda kaldığımız, bir türlü bitmeyen bitirilemeyen, bir 'kara' kitap. Susurluk'la 'bitti' denilen, Şemdinli'yle tıslayarak kaldırıyor başını. Yakın bir örnek ise 'milli katil' Mehmet Ali Ağca'nın bir 'derin devlet' çelmesiyle fütursuzca tahliye edilmesi oldu. Bu tahliye kolektif 'unutuşlarımızda' Abdi İpekçi suikastından Kartal Askeri Cezaevi firarına bir dizi 'operasyon'u canlandırmamızı tetikledi. Anımsadık... Bir kez daha unutmak üzere. İşin vahim yönü, her anımsayışımızda unutuşumuzda, ellerinde bayraklar, 'Türkiye seninle gurur duyuyor!' nidalarını yükselten hilal bıyıklı güruhun biraz biraz daha büyümesi. Unutuşlarımızdan, tepkisizliklerimizden, umursamazlıklarımızdan, umarsızlıklarımızdan beslenerek büyüyorlar. Bu kitabın baskısı tamamlanıncaya dek, kim bilir daha kaç kez karıştırmak zorunda kalacağız o sayfaları... Ve kim bilir kaç kez, sokaklara dökülecekler, bayrakları, İstiklal marşları, kurtbaşı işaretleri ve çığırkanlıklarıyla...
Temel Demirer Sibel Özbudun
Ütopya Yayınevi
» Araştırma
» Politika
» Türk Edebiyatı
» Siyaset
Türkiye'nin 'derin' yakın tarihçesi, tekrar tekrar okunması gereken bir kitap gibi duruyor önümüzde. Her kapattığımızda bir başka uğursuz olayla sayfalarını yeniden karıştırmak zorunda kaldığımız, bir türlü bitmeyen bitirilemeyen, bir 'kara' kitap. Susurluk'la 'bitti' denilen, Şemdinli'yle tıslayarak kaldırıyor başını. Yakın bir örnek ise 'milli katil' Mehmet Ali Ağca'nın bir 'derin devlet' çelmesiyle fütursuzca tahliye edilmesi oldu. Bu tahliye kolektif 'unutuşlarımızda' Abdi İpekçi suikastından Kartal Askeri Cezaevi firarına bir dizi 'operasyon'u canlandırmamızı tetikledi. Anımsadık... Bir kez daha unutmak üzere. İşin vahim yönü, her anımsayışımızda unutuşumuzda, ellerinde bayraklar, 'Türkiye seninle gurur duyuyor!' nidalarını yükselten hilal bıyıklı güruhun biraz biraz daha büyümesi. Unutuşlarımızdan, tepkisizliklerimizden, umursamazlıklarımızdan, umarsızlıklarımızdan beslenerek büyüyorlar. Bu kitabın baskısı tamamlanıncaya dek, kim bilir daha kaç kez karıştırmak zorunda kalacağız o sayfaları... Ve kim bilir kaç kez, sokaklara dökülecekler, bayrakları, İstiklal marşları, kurtbaşı işaretleri ve çığırkanlıklarıyla...